kalbi çizince çıkan kandır etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kalbi çizince çıkan kandır etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Nisan 2011 Cumartesi

...bir şehri, bir tekmeyle...





bir veda saçlarımdan tutup beni
yerlerde sürüklerken
...
bir şehri bir tekmeyle
benim üstüme yıkarken
...
göç yollarında kuşlar kaybolmuş
ölürlerken,
bir deniz kıyısında bir adam
hâlâ onu sayıklarken,

Cem Adrian - Bir Melek Ölürken

27 Şubat 2011 Pazar

Wearing Words


Dear John,

I died today. And you were not there to hold my hand.
My heart is broken now, as well as being silent.
I'd have forgiven you, if you'd have asked for forgiveness.
I'd have loved you till the day I died, which has already arrived.
We'll never know now, John, we'll never know
what kind of place the world would have been if we...
Now...We'll...never know.
I'm taking our unborn possibility with me,
You, take care of the world that you see through could have been ours window.
I'll see you in another life.
Sarah

5 Haziran 2010 Cumartesi

benim canım...


Bugün olmadığın o kişiye yazılan mektupları çift rakamlı yıllar sonra dönüp okumak... Detayların neye işaret ettiğini hala hatırlamak... Aynı esprilere, aynı hazla gülmek... Sıradışı.
Dününün temel direğinin yerinde esen yellerde savrulurken saçları bugünün, zamanın içinden çekip alma isteği o günkü seni ve onu, kuvvetli.
Mümkünü olmadığını bilmek... Ne elinin değdiğinin, ne değen elinin aynı olmadığını bilmek... Hayal kırıklığına gebe.
Bugünkü beni tanısaydı o günkü o, severdi belki fikri, ince kesikli çizik.
Yol üzerindeyken hangi dönemeçte kaybettik birbirimizi? Ben mi daha çok hata yaptım, o mu? Neyi başka yapsaydım farklı olurdu?
Boşuna...
Sahip olamayacağın bir şeyi özleme çaresizliğinin üstüne, bir vakit sahip olabilmiş lakin sahip kalmayı bilememişliğin ıstırabı eklenince, yürek...mektup ucu gibi. yanık.


Hayatımın şahid olunası kelimelerinin şahidi... Bilsem ki bugünün benini alıp gelsem bugünün senine, geçmişin bizinden iz buluruz diye... Gelirdim. Ama biliyorum ki hayat, inançlarımızı azalttı. Hatırlamıyoruz artık birbirmiz için ne olduğumuzu. Hayatı aleyhimize sanırken yan yana durmanın ne demek olduğunu, bilmiyoruz artık. İntikam almayı, ben meftunluğunu, kini öğrendik. Kelimeler birbirimiz için keskin artık. Kınlarında kalmaları daha iyi. Hiç değilse hatırası kalsın bir vakitler güzel olanın.

13 Ağustos 2009 Perşembe

Bitmekse bitmek...


Hikayesini kendi kaleminden aktarmama izin veren'e, minnetle...
Söz verdiğim gibi,
O'nun adı Ali,
Senin adın Ayşe.

Ayşe'nin kelimelerinden;

Dibe vurdum, yukarı çıkarım sanıyordum; vurmamışım henüz, hala iniyormuşum.
Bir yer bulsam, bir zaman... Dünden bir sen alsam, bir ben... En sevdalı günlerden... Tutsam, elime acı bulaşmayacak günlerden...

Ayşe'yi Ali'nin dizinin dibine, Ayşe'nin başını Ali'nin dizine, Ali'nin elini Ayşe'nin başına koysam. Seyretsem, doysam, ağlasam, ağlasam, ağlasam.

Bir kapı çizsem. Rengi kimin umrunda... Yarıya açsam kapıyı. Ali'nin bir adımı eşikte, Ayşe'nin bir eli kapının üzerinde. Gülse Ayşe Ali'ye, gülse Ali Ayşe'ye. Ayşe, Ali'ye 'güle güle' dese, 'hayırla git, hayırla gel.' Ali gülse, gülse, gülse. Ali'nin elini Ayşe'nin yüzüne, Ayşe'nin elini Ali'nin beline koysam. Bir bakış çizsem Ayşe'ye, Ali'ye. Bir bakış çizsem, kelimelerde karşılığı olmasa. Ali gitse. Ayşe bilse ki; akşama gelecek...

Bir Ayşe'm olsa bir Ali'm. Ben Ali'yi de Ayşe'yi de severim. Bir Ali'm olsa, bir Ayşe'm. İkisini yan yana seyretsem, seyretsem, seyretsem.

Bir Ayşe olsa, bir Ali. Ayşe dese ki; 'öleceğim sandım. bir an bir ömür; bir ömür bir an, sensiz kalacağım sandım.' Ali dese ki; 'sen yürüdün ben adımlarını saydım. sen baktın, ben anladım. sen göğsümde eksik kalan parçamdın.'

Bir Ali gülse, bir Ayşe. Ali gamzeler saçsa, Ayşe adım adım Ali olsa. Bir Ayşe'yle bir Ali toplasam, bir Ayşe'ye bir Ali katsam, alemi tutsa. Ayşe+Ali=Mânâ. Bir Ali'den bir Ayşe çıkarsam, geriye bir şey kalmasa.

Bir Ayşe'yle bir Ali bulsam. Kimseye verilecek hesapları olmasa. Sevdadan dikilmiş günleri, günleri, günleri olsa. Ali Ayşe'ye bir baksa, cennet. Ayşe Ali'ye bir baksa, ırmak.

Birazcık Ayşe'm, birazcık Ali'm olsa. Ayşe'yi Ali'ye, Ali'yi Ayşe'ye verecek kadar, azıcık da olsa. Ayşe Ali'ye, Ali Ayşe'ye bakınca, alem bir bitimsiz 'hamd'la dolsa. Her Ayşe'ye bir Ali. Alemi Ayşe'lerle Ali'ler tutsa. Bir Ayşe'yle Ali aya. Bir Ayşe'yle Ali güneşe. Bir Ayşe'yle Ali Venüs'e. Birer Ayşe'yle Ali de Mars'a, Uranüs'e, Satürn'e, Merkür'e, Neptün'e, Pluton'a. Her Ayşe'ye bir Ali. Bütün Ayşe'lere birer Ali. Bütün Ayşe'ler Ali'lerin olsa. Allah Ayşe'leri Ali'lere yazsa, Ali'leri Ayşe'lere bağışlasa, acı olmasa.

Bir masa çizsem. Ayşe'yle Ali'nin masası. Ayşe'yle Ali'nin evinin, Ayşe'yle Ali salonunda. Bir masa. Bir yanında Ayşe, hemen yanında Ali. Ayşe'nin elinde kalem, belinde Ali'nin eli olsa. Ali'nin kalbi kan pompaladığında, kan Ayşe'nin tenine uğrasa. Ayşe 'Ali'nin A'sı'nı yazsa, Ali 'Ayşe'nin A'sı'nı çizse. Ali Ayşe'yi ne kadar seviyorsa, Ayşe Ali'yi o kadar sevse. Ayşe Ali'den nasıl geçmezse, Ali de Ayşe'den öyle geçemese.

Bir yağmur inse gökten. Bir Ali elinde, bir Ayşe eli. Bir Ali adımında, bir Ayşe refakati. Bir Ali soluğunda, bir Ayşe kokusu, bir Ayşe yüreğinde bir Ali buğusu. Bir Ayşe yüreğinde, bir Ali bereketi. Bir Ayşe Ali evinin üçüncü kişisi.

Şimdi Ayşe 'gel' dese, Ali duymaz. Şimdi Ali ne dese, Ayşe bilmez. Bir uyku arası kirpikleri kırpışsa Ali'nin, Ayşe'ye yetmez. Gamzeleri belirse, kâr etmez. Bir Ayşe yüreğine, bir Ali kendini yâr etmez. Nedir Ali'nin istediği, Ayşe'nin bilmediği? Bitmekse bitmek...

Bir Ayşe, bir Ali bulsam. Yürüdüğüm yolları geriye doğru bir bir adımlasam. Bir Ali göğsüne bir Ayşe işlesem. Bir Ayşe aklına, bir Ali...

Bir Ayşe'ye bir Ali.
Her Ayşe'ye bir Ali.
Allah yazsa.
Acı olmasa.

Her Ali'ye bir Ayşe.
Bir Ali'ye bir Ayşe.
O Ali'ye, bu Ayşe.