9 Haziran 2010 Çarşamba

rüya görmek tehlikeli ve yasaktır



ne güzel bir yalansın. inanmak istiyorum sana. geçmiş inanmışlıklarım olmasa, kanardım. kanamış olmasaydım vaktiyle, ilk sana kanardım. dünyanın merkeziyim. 23°27' benim eserim. hayat güzel. yeşil daha yeşil. mavi daha deniz. gök daha bulut sanırdım. güldüğünde sen, yer üstünde acı çeken kimse kalmıyor. inanırdım.

bir evin, bir köşesinde, bir kadın. iki kolunu sarmış bedenine. iki büklüm. kendini bir arada tutmaya çalışır gibi. ağlamıyor. artık. hiç. üzülmek. olmuyor.iki kanadını birden açtığı pencerelerde, rüzgar olup saçlarından geçiyor sabahlar. çivit mavisi panjurların gölgesi patiskalar üzerine ne güzel de vuruyor. ateş üstünde çaydanlık. ateş kırmızı. dudaklarda buhar oluyor ıslıklar. dudaklar kırmızı. masa etrafında dört sandalye. masa kare. iki tabak. beyaz. yuvarlak. kapı eşiğine yaslı 'günaydın'. taze yıkanmış yüz. serin, ferah, huzur. emniyet. iki el, kendini kollarıyla sardığı yerde. kendisinin olmayan iki el. kulağında fısıltı, boynunda nefes; 'iyi uyudun mu?' 'uyudum' diyen gülümseyiş. emniyete bırakılan beden.

iyi uyudum... öyle iyi uyudum ki, bir rüya gördüm. geri döneceğini bildiğim akşamlara uğurluyormuşum seni. kapının aralığında gözlerim. korkmuyorlarmış. bilmek varmış. geleceğini bilmek. bilmenin yüzünü kara çıkartmıyormuşsun. inanmak ahmaklık değilmiş.

sonra uyandım. kollarımı etrafıma sardım. uzadı ve kısaldı gölgeler. ben aynı kaldım.


Hiç yorum yok: