. Ben küçükken annem,
elini yere sürüp sonra ağzına götürürsen hasta olup ölürsün, derdi. Birgün, gerçekleri öğrenmenin vakti geldiği kanaatiyle elimi önce yere, sonra dilime sürdüm. 5 saniye bekledikten sonra, bir bilim harikası olan deney düzeneğimin önüme serdiği gerçekler ışığında, annelerin de yalan söyleyebildiğini öğrendim. Ölmeyişim başka nasıl açıklanabilirdi? Gerçekleri bilmek adına canımı riske atışım işte o günlere dayanır.
. Ben küçükken, 'birkaç'ın tam olarak 'kaç' olduğunu merak etmeye başladım. 10 dakika' dendiğinde ne kadar bekleyeceğimi biliyordum ama 'birkaç dakika' tahammül edilmez bilinmezliklere gark olmama sebep oluyordu. 'Büyükler'e sordum. Aldığım
, azdan çok, çoktan az, tam olarak net bir rakam değil gibi muğlak cevaplar beni tatmin etmekten çok uzaktı. Sonra,
birkaçın 6 olduğuna karar verdim. b . i . r . k . a . ç . 1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . Derin bir nefes aldım. 6 dakika beklemek, birkaç dakika beklemekten çok daha kolaydı. Belirsizliğe tahammülsüzlüğüm de işte bu günlere dayanır.
. Ben küçükken evlerin yapımına çatıdan başlandığını düşünürdüm. Çünkü resim yaparken ben hep çatıdan başlıyordum. Bunu babama söylediğimde gülümseyerek 'Peki evin devamı yapılırken çatıyı havada kuşlar mı tutuyor?" demişti. Sorusunu alaycı bulmuş ve gülümseyişinin alaycılığının kalbimde açtığı yaraya deva olmayışını hüzün dolu bir kalple izlemiştim. Bazı bilmemeleri kendime saklamam gerektiğini de o zaman öğrendim.
. Ben küçükken, gökyüzüne yeterince uzun bakarsam, bulutların onlara dokunabileceğim kadar yaklaştığına inanırdım. Uzun uzun bakar, bana yaklaşmalarını izler, ellerimi uzatmazdım. Bazı hayallerin senin kalması için ellerini uzatmaman gerektiğini her nasılsa biliyordum. Unutuşum sonraya rastlar.
. Ben küçükken, ağaçların insanlar gibi yavaş yavaş büyüdüklerini öğrendiğimde hayal kırıklığına uğramıştım. Bu, bahçemize yeni dikilen fidanlar dallarına salıncak kurulacak kadar büyüdüklerinde, benim salıncaklarda sallanacak kadar küçük olmayacağım anlamına geliyordu. Öyle de oldu.
. Ben küçükken, herkesin önce bebek, sonra çocuk, sonra da büyük olduğunu biliyordum. Ama abimin de eskiden bebek olduğunu öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Çünkü o hep çok büyüktü.
. Ben küçükken, düştüğümde "önüne bakmıyorsun" diyenlere kızar,
çocuklar düşe kalka büyür derdim. Büyümeye and içmişliğimden hep bu düşmelerim.
. Ben küçükken, çok güzel olacağına inandığım hayatımın ne kadar güzel olacağını düşünüken bile heyecanlanırdım. O zamanlar küçüktüm.