14 Ekim 2014 Salı

ara sıra, bazı bazı

Kimi şarkıları kimi anıların arasına koyup katlıyoruz. Sonra bir yerde duyunca o şarkıyı, anılar dökülmeye başlıyor raflardan. Kimi insanların sesleri içimizin unutulmuş yollarına çıkıyor. Mazhar şimdi elimden tutmuş ah bu ben diyor, kendimi nerelerde bulsam. Hayat acayip. Ve kelimeler. Şarkılar da öyle. Hepsinin bir araya gelip aklı alıp gittikleri yerler hele. Her şey başka acayip.

Duygularsa pek başlarına buyruk. Anlatırken biri 'şöyle oldu, böyle bitti', ortaya çıkıyorlar neye uğradığını anlayamadan. Benim bile değillerken üstelik, dalıveriyorlar geçmişin odalarına. Hey anılar, sizden bahsediyorlar, çıksanıza. Çıkmayın. Saçmalamayın. Lavanta gibi iliştirip şarkıları yakanıza, katlamadım mı ben sizi tek tek? Ayak altında ziyan olmayın diye katlayıp da kaldırmadım mı özenerek? Şimdi bir deli bozuk vaveyla kopardı diye, etmeyin. Sokaklardan toplatmayın bana kendinizi. Ne size katacak o kadar şarkım var artık, ne de hepinizi en baştan katlayacak takatim. Hadi kalkın da yerinize yatın, üşüyeceksiniz.






Hiç yorum yok: