6 Ocak 2009 Salı

her hakkı mahfuzdu

bir şeyi kaybettim. döne döne arıyorum. yoruluyorum bulamamaktan. hayatımı arayış üzerinden tanımlamaktan... aramamaya başlıyorum dinlenme biçimi olarak. telafi seçimi olarak... hayatımı aramamak üzerinden tanımlıyorum böyle zamanlarda da. yokluğunu kabul ya da red, onu gerçekliyor en çok.

var ve varım = yok ve yokum = ondan ibaretim = olmayanın ta kendisiyim


mısır tanelerinin patlama süreçlerini anlatan bir belgesel izlemiştim yıllar önce. esnek bir balon gibi şişip bir süre sonra 360 derecelik bir açıyla açılıyordu taneler. göğüslerinde bembeyaz bir bulut büyüyordu. kabuğunu çekirdeği yapan bir serüvendi mısırlar için patlamak ve bu süreci tamamlamak için kızgın ateş üzerinde kavrulmaları gerekiyordu. kukumav kuşu kıvamında düşüne düşüne ateş üzerinde tutarsa kendini insan, kabuğunu çekirdeği yapabilir, özünden beyaz bir bulut devşirebilir mi?




kızgın ateş + mısır tanesi = olmak ateşi + insan tanesi
= ateş (kızgın + olmak) + tanesi (mısır + insan)
= beyaz bulut

hiç bir matematik profesörü kabul etmez bu denklemi, biliyorum.
ama benim cevabım beyaz bulut.
onu bana getirecek formülleri ben üretiyorum.

Hiç yorum yok: