17 Nisan 2009 Cuma

küçük omuzlu kadın

bir kadın oturdu bugün karşımda. omuzlarında dünyayı taşıyordu ve omuzları küçük diye mahçuptu. dünyayı gördüm, omuzlarında... hakkıyla taşıyamadığı için kendine kızıyordu. kıpırdamayı reddetti. dünyayı yerine iade etmeyi reddetti bunu "imkansız" bularak. âlemi kendi ekseni etrafında döndüren milmişcesine sabit ve kendisi olmaktan başka her şey olmayı bilerek yaşadığı yaşamına doğru yürürken attığı küçük adımları gördüm omuzları küçük kadının. dünyaya baktım, eni konu dengede... o da kendi halinde.

omuzları küçüktü kadının...
dünyayı kim olsa omzunda taşır.
kardeşlik bu, benzemez başka şeye.
hem bana yükü yok ki...
herkesin de bir düzeni var, boz denmez...
o çocuklar annesiz, yabancıya bırakılmaz, vicdan el vermez.
burada yaşamak istemiyor yeğenim, taşınacakmışız.
yürüyemiyor kardeşim, birbirimize yaslanarak yaşayacakmışız.
git dedi bana, kur yaşamını, ama... kardeşlik bu başka bir şeye benzemez...
herkese de boz düzenini denmez...

omuzları küçük kadın.

Hiç yorum yok: