21 Nisan 2009 Salı

MSJ

P.S. I Love You, bir Jeffrey Dean Morgan'ın yaratıldığından haberdar etti beni, bir de bir gün İrlanda'yı görme isteği bıraktı içime. Vicky Cristina Barcelona ise bir yaz İspanya'da yaşasa insan, küçük sokaklarında yürüse, hafif rüzgarlı akşamlarda minik masalı kafelerinde otursa hayalleri kurdurttu. A Good Year, Fransa'nın asma bahçelerinde, Paris'e ve taş binaların bohemine dokunmayan bir romans düşletti. The Holiday'den bana kalan, tüm zamanların en 'güvenli yer' imajı oldu ve Iris'in Londra'ya birkaç kilometre uzaklıktaki evine gitsem battaniyeleri hangi dolapta bulabileceğimi biliyorum. Australia, ata binmek neden asaletle özdeşleşmiştir, bir fikir verdi ve Hugh Jackman'ı doğuran anaya düğme ilikletti. 10000 BC, Steven Strait'in de yaratılmış olduğunu bildirdi ve insanın kendinden büyük bir şey uğruna yaşaması nasıl ola ki acep, dedirtti.

liste uzar gider lakin diyeceğim o ki; filmler geçip gitmiyor aslında. biriktiğinde, en nihayetinde biz eden o sürece bir tuğla... geçtiğimiz, gördüğümüz, yaşadığımız ve hatta geçmediğimiz, görmediğimiz ve yaşamadığımız her şey...

Hiç yorum yok: