bugün, okuyorken yine bir şeyleri... bir giden, geri geldi... anlattı, anlattı, anlattı nedenlerini... kalan; dinledi, dinledi, dinledi... sonra fısıldadı ki, you left me.
gerekçelerin hükmünü yitirdiği bir yer var insan kalbinde. Freud olsan 'arkaik' dersin, için yanmaz; tam orası işte. cümle izahatın, eşiğinde kum tanesine dönüşeceği o kapının ardı yönetiyor insanı sanki. fazlaca gürültü yaptığından ve memnun olmadığında memnun olmadığını, açık açık bağırdığından olsa gerek, demir duvarlarla çevrili. belki de kalp atışı diye bildiğimiz demir duvarlara inen yumrukların sesi.
kendilerinden büyük bir şey için yaşayan insanların hayatlarını düşündüm bugün. kendini feda etmek kolay bir noktada, kendinden öte tuttuklarını da feda edebilen insanları düşündüm. aidiyet duygusunu... sorumluluk algısını... dünyayı o pencereden görmeye çalıştıysam da bir an, kendim takıldım gözlerime, ötesine geçemedim. ben kelimesinin sözlüklerde kapladığı alan ne zaman bu kadar genişlemeye başladı acaba? adet olduğu üzere sanayi devrimine bağlasam, yazıma yeteri kadar akademik doku katmış sayılır mıyım? 100 yıl sonra da insanlar bugünden bahsederken, muhtemelen insanlığın başından beri her devirde, farklı biçimlerde var olan mefhumları bugünde gerçekleşen bir sürece bağlı açıklarken "hep teknolocik devrimden sonra böyle oldu cicim" mi diyecekler? aslında her devirde var yitirildi sanılanlar da, bir kendini kandırma biçimi mi 'ah o eski zamanlar'? aslında herkes kabı kadar mı alıyor hayattan? herkesin elbisesi, kumaşının mahiyetine göre mi? zaman da bir yakınma biçimi olarak alınırsa elimizden, nereye atacağız tembelliğe meyyal ruhlarımızın sorumluluğunu?
3 yorum:
Teknolojik gelişmelerden birinin daha insanların iletişimine kastettiğine dair bugün bloğumda yazmaya hazırlandığım yazının argümanı, senin "tembelliğe meyyal ruhlarımız"ı hatırlatmanla zayıf bir söylenmeye dönüştü..
Sorumluluğu ben/biz e yüklemek yerine, o/onlar a yüklemek kolay tabi.. O yüzden, iyi ki gördüm, okudum yazını canım.. Tevafuğun bu kadarı.. :)
cicim, göroorsunuz ki yazım sorulardan ibaret... karşı argüman içeren bir yazıyı pek bir keyifle okurdum. reca edicim vazgeçmeyiniz yazmaktan. :)
hımmm.. yazıyı yazmak istememe neden olan çektiğim fotoyu düşününce argüman değil de yanına bir kısa yorumda bulunabilirim sanırım.. ama o kadar; biz aldık alacağımızı burdan.. ;)
Yorum Gönder