1 Ağustos 2008 Cuma

güneş bulut

o uyurken odasına girip avucuna bıraktığınız öpücükler değişmez ama yatağın içinde önceleri minicik duran bedeni gittikçe değişir, büyür. kendi mimiklerinizi görürsünüz yüzünde. sizin gibi oturur, sizin gibi söze döküp sever. nesnelere komik isimler takma özelliğini sizden alır. kitaplığınızın önünde uzun saatler geçirir. dışarı çıktığınızda mutlaka bir kitapçıya girmek ister ve bir daha da çıkmaz istemez. "ne olacaksın büyüyünce" sorusuna verdiği "o değil bu olacağım, hayır şu olacağım, belki de bu olurum"lu cevaplarda, bir dönem mutlaka sizin mesleğinizin adı geçer. önceleri masal okuyun ister, siz nazlanırsınız; sonra ise siz masal okumak istersiniz, o "uykum var." der. birlikte yemek yerken, televizyon seyrederken ya da birşeyler okurken bir an ona döner ve sıcacık bir dua söylersiniz içinizden, bilir. kapısını aralayıp uyuyan yüzünü seyrederken söylediğiniz "canım"ları da duyar. çünkü; siz de duyardınız.

anne, baba, teyze, hala, dayı, amca, büyükanne ya da büyükbaba olabilirsiniz... fark etmez.
bir çocuğun büyüyüşüne şahit olmak, ağır çekim bir mucizeyi izlemektir.

Hiç yorum yok: