"ışığım, sana aşığım" der bir güzel Candan Erçetin şarkısı. insanın aşkı; ışığa, aydınlığa mı dönüktür? nerede doğar tüm ışıkları söndüren tufan? ne olur da, ışığa yolculuğunun bir yerinde, karanlıklar içinde bulur kendisini insan? hangi yönden batar gün insan kalbinde ve nedir güneşi ufukta sabit tutmanın yolu? kolları arkadan bağlı, bir duvar önünde ya da bir laboratuarda, beyaz önlüğü ve gözlüğüyle ölürken birileri 'başkaları için', nedir akıllarından geçen? bir insan ölürken ne düşünür ve ilk ne gelir aklına dirilirken? yürüdüğümüz yol mudur aslolan gerçekten, vardığımız yer mi? vardığında bulduğun, umduğun değilse de, yürüdüğün yola değer mi? çıktığımız bütün yollar kendimize mi çıkar aslında? saklansa insan kendisinden, nereye gizlenebilir? ve kimdir insanı kendinden saklandığı o yerde bile bulabilen?
04.06.2005
cumartesi
14:58
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder